İstanbul’a yeni sanat müzesi
Bazı mekânlar vardır, zamanı bölgeler, kokusuyla eskiyi hatırlatan, yaşanmışlıkların seslerini duyduğunuz… O coşkulu alkışların sesi çınlar kulaklarınızda… Eskilerden bir ses gene gelir aklınıza, hafızamıza kazınan o sesi duyarsınız. Bir ihtimal radyo tiyatrosunda dinlediniz, bir ihtimal bir filmimizde duydunuz ya da tiyatroda… Hafızaları olan bu mekânlar hele bir de tiyatroysa… Kulislerde yaşanmış olan coşku, sahneye çıkınca hissedilen o coşku, anılar, anılar… Tüm bu tarz şeyleri anlatıyorum şu sebeple Muammer Karaca Tiyatrosu’nun kokusunu, Kenter Tiyatrosu’nun ise duyulmayan seslerini ve bu sahnelerde oyun seyretmeyi özlediktarihi tiyatroların. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bu tiyatrolara haiz çıktıklarını ve İstanbullu sanatseverlerle buluşturacaklarını birkaç yıl ilkin açıklamıştı. O dönemin kültür mirası başkanı şimdinin ise İBB Genel Yazman Yardımcısı Mahir Polat’ın kapısını çaldık ve gelişimleri sorduk.
– Muammer Karaca Tiyatrosu’nun son durumu nedir? Beklenenden uzun sürdü.
Muammer Karaca’nın şöyleki bir problemi vardı. Seneler ilkin projesi ilk yapıldığında kendi aplikasyonu içinde değil, yan taraftaki konsolosluğun binasına da taşacak şekilde bir planlama yapılmış. Proje bu şekilde geliştiği için de uygulanabilir değildi. Revize edilmesi gerekiyordu. Biz revize ettik projeyi. Revizyonla birlikte gene önceki dönemde çatı katında bir düzenleme o dönem tiyatrocuların yiyeceklerini yedikleri bir alan, daha önceki yönetim tarafınca onaylanmış bir proje, ne yazık ki bizim de önümüzde oturum yerlerini revize ettiğimizde aynı projeyi göndermiş olmamıza karşın bu kere üst kattaki mevzuyla ilgili gerekçe göstererek reddedilmişti. Fakat tüm bu sorunları aştık. Projeyi onaylattık nihayet birazcık süre kaybı oldu. Yan taraftaki konsoloslukta da tüm detaylarda bir protokol imzaladık. Doğal emek vermesi zor bir alan fakat tamamen yapıyı indirdik ve kısa bir süre sonrasında söküm işlemleri!
– Tamamen indirdik dediğiniz yıktık anlamına mı geliyor?
Tamamı değil şu sebeple yapının bazı bölgeleri korunacak alanlardı. Onunla birlikte bir seviyeye kadar geldik, proje doğrultusunda meydana getirilen emek harcamalar şimdi yeniden inşasına başlıyoruz. Kısaca söküm de işlemin bir parçasıydı yapım da, şu an aslen Muammer Karaca’nın klasik olarak şantiyesi devam ediyor, çalışıyoruz.
– Ne süre başlamıştınız?
Önceki proje bizlerden de ilkin başlamış.
– Sizin proje ne süre başladı?
Başından beri devam ettiğimiz bir proje! Bu projeyi ilerletemedik şu sebeple kurum onaylamadığı için tescilli yapı olduğundan engeller çıktı, şantiyemiz olduğu benzer biçimde durdu. Onaylarımız bir, bir buçuk ay kadar ilkin tam anlamıyla bitti. Ve biz Muammer Karaca çalışmasını hızlandırdık. Şuan sökümler tamamlandı, tekrardan yapacağımız çalışmaların hazırlıkları devam ediyor.
– Eskisine bire bir uygun mu yapacaksınız?
Zamanı bölgeleri koruyacağız, projesine uygun bir halde tekrardan yapacağız, iki tane salon içeriyor. Bir kültürel alan ihtiyacına yanıt verecek, aynı program aynı amaca yönelik! Doğal zelzele bekleyen bir şehir için güçlendirildi, eksi binanın dayanağı yoktu o binada insanoğlu güvende değillerdi. Zamanı alanlarını koruyarak yepyeni bir halde inşaatına devam ediyoruz. Başladık diyemiyorum şu sebeple başlamıştık esasen, proje sorunları bittiği için şimdi süratli bir halde kaldığımız yerden devam ediyoruz.
– Bitiş zamanı belli mi?
Zamanı yapılar da, zamanı bölgelerde olduğundan çoğu zaman bitiş zamanı programlanmasını daima söylemek mümkün değil.
– Haldun Taner Sahnesi?
Haldun Taner restorasyonumuz, tüm hızıyla devam ediyor. Bir yıl içinde sonuçlanacak bir proje ve eşi olmayan bir konum.
CENDERE SANAT MERKEZİ
– Cendere Sanat Merkezi’ni açtınız kısa sürede.
Evet. Eski pompa istasyonları, atıl bir halde, senelerdir bekleyen, kentlinin kullanamadığı hem yeşil alan özelliği ki İstanbul’un şimal ormanlarıyla eski sınır, ne yazık ki bugün yapılaşmayla şehir ortasında bir yer benzer biçimde gözüküyor fakat su havzaları, orman ilişkisi ve kentin hanım kentleşme tarihinin en mühim yeri! Burası bir kültür merkezi, bir müze olarak düzenlendi ve şu an etken olarak insanlara hizmet veriyor.
– Tüm bu alanlar kültür sanat mekânları mı olacak?
Doğal, kültür sanat sergileme mekânları olacak, hem etkinlik hem sergileme. Şöyleki çalışacak Haliç Tersanesi içindeki İstanbul Sanat Müzesi’nin, modern sanat sergileme binaları olacak bunlar. Kısaca bu tarafta müze, karşı tarafta onun şubeleri, oradaki bir modern sanat sergilerinin mekânları kente yayılmış olacak. Bu binalar kullanılmış olacak böylece. İlk sergilerini hazırladık. Balat Fener Evleri, oldukça yakın bir sürede, bir ay benzer biçimde bir süre içinde ilk sergisiyle açılacak. Sonrasında Haliç Tersane’deki İstanbul Sanat Müzesi açıldığında tam entegrasyonla çalışacaklar.
KENTİN SAHNE SORUNU!
– Bu kadar oldukça kültür sanat ve sergi mekânı açılacak. Bu aklıma şu suali getiriyor. Peki sahne bulmakta zorluk çeken hususi tiyatrolara, konservatuvar öğrencilerine ve fotoğraf bölümünde okuyan gene öğrencilere ya da maddi durumu yetersiz olan ressamlara bu mekânlar parasız verilecek mi?
Bizim şu an tüm sergi mekânlarımız bu tür çağrılara açık, esasen ortaklaşa iş de yapıyoruz. Sahne mevzusunda şöyleki bir sorunumuz var. Bildiğiniz gibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde kent tiyatroları var, onların da sahne problemi var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tek sorumluluğu kent tiyatroları değil, kentteki tiyatro ve öteki performans alanları… Biz bir taraftan mekân geliştirmemiz icap ettiğini biliyoruz. Ve tüm projelerimizi buna adıyoruz. Evet, tüm açacağımız mekânlarda yeni alanlar Kent Tiyatroları’yla, bağımsız tiyatroların birlikte kullanacağı alanlar olması için hazırlık yapıyoruz. Bunun haricinde bir tek bağımsız tiyatroların kullanacağı görüntüler de üretiyoruz.
Bizlerden sergi yapmak için yer isteyen arkadaşlara elimizdeki sergi salonlarının tamamını işbirliğiyle açmaya çalışıyoruz.
KENTER TİYATROSU RESTORE EDİLEMEZ!
– Peki Kenter Tiyatrosu?
Kenter Tiyatrosu’nun örneksiz koşullarında oldukça büyük bir güçlük var. Kenter Tiyatrosu’nun kaybolmamasını İBB sağlamış oldu. Kenter Tiyatrosu, tiyatro vasfını ve hafızasını da yitirmemek suretiyle öncelikle kamuya kazandırıldı. İBB almış oldu. Fakat binanın şöyleki bir zorluğu var, Türkiye tarihinin de zorluğunun belgesi benzer biçimde! Vaktiyle iki tane binayı birbirine bağlayan bir proje olarak gelişmiş, kısaca iki binanın içinden geçerek kendisini üretiyor. Bir binadan bir binaya geçiyor. Oldukca örneksiz çözümler bunlar! Tiyatrocuların şehirde tiyatro yapabilmek için neler yapmak zorunda kaldıklarını özetleyen bir emek verme. Fakat burada gene bina depreme dayanıklı düzeyde değil. Binanın, tüm binadaki öteki maliklerle birlikte uzlaşı ve dönüştürülmesi gerekiyor. Kenter Ttiyatrosu’nda, bunun içinde bizim projemiz dahilinde yapılması gerekiyor. Biz projesini hazırladık, bitti. İki bina da kendisinin dışındaki malikleri de etkileyen büyük bir tadilat gereksinim duyan bir koşulda vaziyeti bu şekilde. Öteki maliklerle uzlaşma ve birlikte projenin iyi mi devam edeceğine ilişkin görüşmeler devam ediyor. Bunun arkasından süreç netleşecek ve tekrardan yapım, restorasyon benzer biçimde kararlar ilerleyecek fakat bina modern bir bina olduğundan güçlendirmeyle falan dayanabilecek durumda değil. Zamanında tiyatro yapılabilmesi için verilen kararlar da binanın statiğini etkilemiş durumda kısaca bir binadan diğerine geçiş yapma, ara çözümler bulma, sahne yüksekliklerini bulma benzer biçimde. Oldukca zor bir proje.
Yoruma kapalı.