İran’da protestoların 50. günü: Eylemler sonrası günlük yaşam nasıl değişti?

Kadınlar, son 50 gündür İran'daki protestoların ön saflarında yer alıyor
4 Kasım 2022, 14:47 +03

Güncelleme 12 dakika ilkin

İran’da 50 gün ilkin ülkede bayanlara karşı uygulanan sertliği kınamak için başlamış olan protestolar, 1979 İslam Devrimi’nden bu yana hükümete yönelik en ciddi meydan okumaya dönüştü.

16 Eylül’de başlamış olan protestolar, Tehran’da terbiye polisi tarafınca gözaltına alınan ve gözaltında olduğu sürede komaya girerek yaşamını kaybeden 22 yaşındaki Mahsa Amini için düzenlendi.

Amini, 13 Eylül’de başörtüsünü “olması gerektiği benzer biçimde” takmadığı için gözaltına alınmıştı.

O günden beri protestocular, güvenlik güçlerinin ölümcül baskılarına karşı savaşım ediyor.

İnsan Hakları Aktivistleri Haber Ajansı (HRANA) adlı internet sayfası, eylemlerde şimdiye kadar 129 değişik bölgede 298 kişinin yaşamını kaybettiğini ve 14 bin kişinin gözaltına alındığını öne sürüyor.

İran’da yaşayan ve BBC’ye konuşan kişiler, eylemlerin ülkede gündelik yaşamı beş değişik şekilde etkilediğini konu alıyor.

Başörtüsünü çıkarmak

Başörtülerini takmayı reddeden kadınların fotoğrafları sosyal medyada son dönemde çoğaldı

Kaynak, Getty Images

Son haftalarda oldukça sayıda hanım başörtü yasalarını çiğneyerek sokaklarda saçlarını göstererek yürüdü.

Hanımefendiler, araçların ve sokaklardaki çöp konteynerlerinin üstüne tırmanıp başörtülerini bayrak benzer biçimde salladı.

Sosyal medyada da meşhur erkek oyuncu Fatemeh Motamed-Arya benzer biçimde oldukça sayıda şahıs başörtü yasasına meydan okudu.

Bu başkaldırışın İslam Cumhuriyeti tarihinde eşi görülmemiş bir boyutta olduğu belirtiliyor.

Bazı görüntülerde başını açmış İranlı hanımefendilerin güvenlik görevlilerinin yakınında bulunduğunu da görebiliyoruz.

Hükümet yetkilileri ise başörtü kurallarının değişmediğinin altını çiziyor.

İran Terbiye Polisi Sözcüsü Ali Khanmohammadi 30 Ekim’de bir haber kanalına yapmış olduğu açıklamada, “Başörtünün çıkarılması hala yasalara aykırı” demişti.

BBC’ye konuşan 69 yaşındaki bir karı, eylemlerin başladığı günden bu yana sık sık evinden başörtüsünü takmadan çıktığını söylüyor.

İsmini vermek istemeyen kadın, “Geçen gün sokakta yürüyordum ve birden arkamdaki bir araçtan korna sesi duydum. Dönerek baktığımda aracın içindeki kadının da başörtüsüz bulunduğunu gördüm” diyor ve sözlerine devam ediyor:

“Bana bir öpücük gönderdi ve zafer işareti yapmış oldu. Ben de aynısını yaptım. Kırk küsür günde, ülke kırk küsur yılda olduğundan daha çok değişti.”

Duvarları ve sokakları geri almak

Grafiti

İran’da 50 gündür devam eden eylemleri daha önceki protestolardan değişik kılan bir öteki unsur ise “kamusal duvarlar için verilen savaşım.”

Toplumsal medyada grafiti sloganlarının fotoğrafları ve duvarlara yazı yazarken kendi videolarını çekip paylaşan insanların görüntüleri artık oldukça yaygın.

Yetkililer duvar yazılarının üzerini kaplamaya çalışsa da eylemcilerin hızına yetişemiyor.

Duvar yazıları çoğunlukla İran’ın dini lideri Ayetullah Humeyni’yi hedef alıyor ve eylemlerin laik doğasına işaret ederek İran’ın teokratik rejimine saldırıyor.

Sadece kamusal alanlar için aslolan savaşım sokaklarda veriliyor.

Protestocular yasakları görmezden gelmiş olarak kendi resimleri yada sözleriyle hükümete ilişkin reklam panolarını ele geçiriyor.

BBC’ye konuşan İranlı yazar ve aktivist Alex Shams, “Genç kızların ve hanımefendilerin kalabalığın tezahüratları eşliğinde dans etmiş olduğu, insanların bir araya gelip hareketin nasıl ilerlemesi icap ettiğini tartışırken baskıya son verilmesini talep eden çarpıcı sözler attıkları, geçici olarak özgürleştirilmiş bölgeler yaratıldı” diyor ve devam ediyor:

“Protestolar, İran’daki insanların kendileri için değişik bir gelecek hayal etmelerine olanak elde eden mühim alanlar oldu.”

Gençlerin gücü

İran'da gençler ülkedeki eylemlerin büyük bir parçası oldu

Kaynak, Getty Images

Genç öğrenciler İran’daki eylemlerin oldukça büyük bir parçası haline geldi.

HRANA, eylemlerin başlamasından bu yana 47’den fazla çocuğun yaşamını kaybettiğini öne sürüyor.

Yaşamını kaybeden bu gençler, ülkedeki haraketlenmenin sembolü haline geldi.

Nika Shakarami ve Sarina Esmailzadeh benzer biçimde adlar popüler hashtagler haline geldi ve resimleri grafiti olarak kullanılmaya başlandı.

Toplumsal medyada ise okul çağındaki ve bir çok kız olan evlatların hükümet karşıtı çarpıcı sözler attığını, dini önder Ayetullah Hamaney’in fotoğraflarını yırttığını yada okul kitaplarındaki fotoğrafları eylemler esnasında öldürülen insanların resimleriyle değiştirdiğini gösteren oldukça sayıda video paylaşıldı.

Meydan okumak korkuyu yeniyor

 İran'da insanlar daha önce görülmemiş bir ölçekte güvenlik güçlerine meydan okudu

29 Ekim’de Devrim Muhafızları’nın Komutanı Hüseyin Salami, protestoculara bir ültimatom verdi:

Devlet medyasına konuşan Salami, “Sokağa çıkmayın! Bugün ayaklanmaların son günü” dedi.

Sadece o gün protestoların devam etmiş olduğu ve güvenlik güçleriyle çatışmalar yaşandığına dair haberler gelmeye devam etti.

BBC Farsça Servisi muhabirleri, hükümet tarafınca uygulanan acımasız baskı karşısında meydan okumaya devam eden birçok insanoğlunun hikayesine rastladı.

İsmini vermek istemeyen genç bir karı, gösterilerden birine katılmak için bebeğini annesine bıraktığını konu alıyor:

“Korkuyordum fakat çocuğuma daha iyi bir gelecek sağlamak için bunu yapmalıydım.”

Almanya’da yaşayan İranlı müzisyen ve aktivist Faravaz Favardini, İran toplumundaki mevcut duruma duyulan öfkenin protestolara ivme kazandırdığına inanıyor.

Favardini, “Her şey pahalılaşıyor ve oldukça fazla baskı var” diyor ve sözlerine devam ediyor:

“Mahsa Amini’nin başına gelenlerden sonrasında insanoğlu, siyasetle ilgilenmeyen kişilerin bile bir asla uğruna öldürülebileceğini anladılar.”

Birlik

 Protestolar İran toplumunun farklı kesimlerini birleştirmiş gibi görünüyor

İran’daki protestoların göze çarpan bir öteki özelliği, önceki hareketlerin aksine toplumun değişik kesimlerini harekete geçirmesi oldu.

Cumhurbaşkanlığı seçim neticelerini izleyen 2009 protestoları orta derslik tarafınca başlatışmış, 2019 ayaklanmasında ise toplumun daha yoksul kesimleri yakıt fiyatlarını protesto etmişti.

Bugünün eylemleri, İran’ın çeşitli etnik grupların beraber hareket etmesine yol açtı.

Mahsa Amini’nin ölümünün arkasından meydana getirilen ilk protestolarda Kürt grupların yaygın bir halde kullandığı Jin, Jiyan, Azadi (hanım, yaşam, özgürlük) sloganı öne çıktı.

Bu sloganın sonrasında Farsça ve Azerice versiyonları da söylendi.

İranlı aktivist ve yazar Alex Shams, hükümetin protestoların İran’da etnik ayrılıkçılığa ve iç harbe yol açabileceği söylemlerinin insanoğlu arasındaki birliği sarsmadığını söylüyor.

Shams, “Değişik kökenlere haiz İranlılar arasındaki dayanışma, protestolar için son aşama önemliydi ve halk arasındaki korku ve kuşku engellerini yıktı. Hükümet protestoların dine karşı bulunduğunu iddia etmeye çalışırken, hem dini hem de dini olmayan kökenden insanoğlu ayağa kalktı ve birbirine düşman olmayı reddetti.”

Önceki ayaklanmalar İran’da mühim bir değişikliğe yol açamasa da Shams bu sefer durumun değişik olabileceğine inanıyor.

Shams, “Son birkaç hafta, insanların neyin mümkün olduğuna dair algısını mühim seviyede değiştirdi. Ve bu başlı başına bir zaferdir” diyor.

Yoruma kapalı.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More

Privacy & Cookies Policy