Gökhan Zan isyan etti! ‘Bu insanlar hala çadır dileniyorlar!’
Galatasaray, Beşiktaş ve A Milli Futbol Takımı’nın eski futbolcusu Gökhan Zan, Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremin ardından memleketi Hatay’a verdiği destekle kamuoyunun takdirini kazandı.
Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın Yeni Bir Sabah programına Gökhan Zan ve eşi Müge Uzun Zan konuk oldu. Zanlı çift, Hatay’da yaşadıkları sorunları baştan sona anlattı.
Zan, “Öncelikle nereden geldiğimizi özetlemek istiyorum. Medeniyetin yeşerdiği kutsal topraklardan, Hatay’dan geliyoruz. Bu coğrafyada her kültür ve medeniyeti temsil eden insanların bir araya geldiği bir coğrafyadan geliyoruz. Medeniyetler şehri Savaşlardan, depremlerden, fitnelerden başını kaldıramayan bir coğrafya.Oysa öyle bir toplumuz ki Antakya hep küllerinden doğdu.Tırnağımızla,terimizle toprağı çapalayan memleketin çocuklarıyız. alnımız, omuzlarımızda yük olan ve küllerinden hep yeniden doğan.Deprem yok,afet yok,savaş yok.Toplumumuzu sıkıntıya sokmadı.Bundan sonra kardeşçe bir ortamda üreterek dayanışma içinde olacağız. adil ve hakkaniyetli bir şekilde.Hatay özellikle son zamanlarda Mustafa Kemal Atatürk’ün gözbebeği olmuştur.Bundan sonra bu emaneti gelecek nesillere aktarmak için hem kültürünü hem de demografik yapısını düzeltmek gerekir.Bunu bir şekilde inşa etmeliyiz, ” O başladı Söyledim .
Zan şöyle devam etti:
“İnsanlar doğal olarak o travmanın psikolojik etkisiyle uzaklaşma refleksi gösterdiler. Bu deprem değil, bu çok farklı bir şey. Orada olmayanın yorum yapması çok zor. Enkazını, enkazı görmesi lazım. moloz,hayat orda bazı şeyleri duysun diye.Zorlukları atlattık el birliğiyle bugünlere geldik.Hatay’ın da aynısını yapacağına inanıyorum.Milletimize teşekkür ediyorum.İnanılmaz bir dayanışma,birlik,birlik Bu imtihanı kazanan oldu. Bu coğrafyanın çocuğu olmaktan mutluyum.
“Hala duş alamayanlar var”
Bunlar onurlu ve gururlu yaşayan insanlardır. Bu insanlar yakın zamana kadar evleri ve işleri olan insanlardı. Düşünebiliyor musunuz, 1.5-2 dakikada ailen yok, yuvan yok, eksiksin. Arkadaşın yok. Mahallen yok, şehrin, kültürün, geleceğin yok. Bu insanlar hala çadır istiyor. İnsanlığımdan, bu dönemden, bu yüzyıldan utanıyorum. İnsanları seçiyoruz. Okullarda bize deprem öğretilmedi. Eğitimle, farkındalıkla başlayın. Derslerde gösterilmelidir.
Hala duş alamayan insanlar var. Mevcut sorunlar devam ediyor. Önce hijyen sorununu ortadan kaldırmalıyız. 9-10 gün duş almadık. 37 gün duş almayanlar var. 1.5-2 ayda insan unutabiliyor. Bu bir deprem değil, unutulamaz. Herkes not alır. Bu cehennem. Bu herhangi bir deprem gibi değil. Yüzyılların en ağır ve en ciddi felaketini yaşamış bir coğrafya burası. Bundan sonra önemli olan çözüm odaklı olmamız. Ben halkım, kime yaslanayım? benim durumuma Kime güveneceğim? benim durumuma Bugün yanımda olmalılar. Evet, yapıyorlar ama eksik. Bunu zaten kendileri biliyorlar. Kaybolduğunda, insanlar acı çekiyor. Bu eksiklik nasıl hızlı bir şekilde giderilebilir? Koordinasyon zayıflığı ilk günden itibaren devam ediyor. İnkar edemezsin. Halk dışarıda, çadır kentleri su basıyor. 2-3 perde ver ne olur imkanın var. Memleketine dönmek isteyip de gidemeyenler var, çadır var mı diye soruyorlar. regl oldum Herkes akrabalarının yanına sığınarak köye döner. Köyün nüfusu 500 ise 5000’e çıkıyor. Merkezden göç edenler var. Ona göre erzak ve çadır göndereceksin.
“SAĞLIK BAKANI’NDAN İSTEK…”
Bölge sıcak bir bölgedir. Parazitler, bitler, salgın hastalıklar… Bunları önlememiz lazım. Sağlık Bakanından ricam bu durumlara göz yumulmaması. Bir felaketle daha karşılaşmayalım. Hatay’ın %80’i yerle bir oldu. Yok edilemeyen yerler yok edilmelidir. Geçmişe değil geleceğe bakmalıyız. Bu şehri nasıl inşa etmeliyiz? Bundan sonra oradaki insanlar yaşayan ölüler gibi olacak. O yüzden biraz dikkatli olalım. Sevgi ve şefkat gösteriyoruz. Geçici çadırla değil konteynerle bu insanları yaşanır hale getirelim. İnsan gibi yaşamak zorundalar. Konteyner şehirler yapım aşamasında ama sayıları az. Çadırın ulaşamadığı yere konteynırı nasıl ulaştıracaksınız?
Spor Bakanı ve Enerji Bakanı Ekrem İmamoğlu ile görüştük. Ayrıca binlerce çalışanla ilgileniyorlar. Bu siyaset üstüdür. Bugün her şeyi bir kenara bırakma zamanı. Hem başkanımızın hem de siyasi partilerimizin liderlerinin, bu insanların size ihtiyacı var.
Bu insanlar nasıl hayatta kalacak? Hayvancılıkla uğraşan kişinin hayvanına yiyecek bir şeyi yoktur. Böyle insanlara acımak günah değil mi? Birinin ona sahip olması gerekiyor. Halkınıza ulaşacaksınız. Sorununuzu duyacaksınız.
Yurt dışından belediyeler çok çalıştı. Konya’dan İstanbul’a her yerde tarafsız, parti fark etmeksizin harika çalışıyorlar. Milletimiz iradesini göstermiştir, devlet iradesini gösterince biz birlik olursak daha iyi olur.”
Eşi Müge Uzun Zan ise şu ifadeleri kullandı:
“37 GÜN GEÇTİ, HALA ÇADIRSIZ BİR AİLE VAR”
“Bu yardım sürdürülebilir olmalı. İnsanlar büyük bir dayanışma içinde yardımları biriktirdi. Bu da tehlikeli bir durumdu. Bu yardımın doğru, zamana yayılarak ve koordineli bir şekilde dağıtılması çok önemliydi. Beş çadırımız var, çocuklarımız var. bizde engelli var hasta var hasta var en kötüsünü ayırt etmek lazım bu kötü bir şey yardım ettiğim en az 10-15 çadırı olmayan insanlar var şu an kendi imkanlarıyla naylonlarla çadır kurmaya çalışanlar aradan 37 gün geçmesine rağmen hala çadırı olmayan aileler var.
Bu milletin bu durumda verdiği imtihan mükemmel sonuçlar vermiştir. Hiç tanımadığım insanların ailem gibi olduğunu hissettim. Kendimi hiç yalnız hissetmedim. Halkın desteğini hissettim.
Yoruma kapalı.